Evet, sonunda kutsal
topraklara ayak bastım.
Bastım ama basana
kadarda basılmadık yerim kalmadı, tabiri caiz ise ...
Nereden başlayalım.
Pamukkale ile Esenler otogara indik. Buradan Atatürk Havalimanına geçtik.
Buraya kadar her şey yolunda. Zamanlama sorunu yok. Neyse check-in yapmak için
kontuara geçtim. Pasaportu uzattım ve bagajları teslim ettim. 1 adet fazla
bagajım vardı. Onun ödemesi için bilet satışa gittiğimde bütün lanet
başlamıştı. Aslında bileti aldığımda başlamıştı ama kendini burada gösterdi :)
Neyse yaklaşık 200$
fazla bagaj paramı ödedim. Öderken acemi bir memura denk geldim. Baya tırmaladı
ama sonunda halletti. Kontuara geldim fişimi verdim. Bagajımıda gönderdikten
sonra pasaport kontrole geldi sıra.
Sıraya girip uzun
kuyruğu takip ettikten sonra kontrollerden sorunsuz geçtim. Adli ve üzerimdeki
eşyaların hiç bir sorun yaratmaması sebebi ile bu tür kontrollerde gayet
rahatım. Neyse zaten daha büyük sürprizin patlamasına var.
Kapıydı kontroldü derken
uçuş için çıkış yapılacak kapıyı buldum. Tabi bu arada artık ülke sınırlarından
dışarı çıkmıştım. Pasaportuma ÇIKIŞ damgası basılmıştı.
Kapılar açıldı...
Sıraya girip uçağa biniş
için son kontrolleri beklerken, ön kontrolde transit vizem olup olmadığı
soruldu. Olmadığını belirttim. O anda bir terleme geldi. Ilık ılık sırtımdan
mabadıma doğru indiğini hissettim. Schengen ? No I Don’t have it. Hatta Fuck it !
Beklememi söylediler. Bana sen eziksin dediler. Öl dediler. Eğer Avrupa
vatandaşı olsaydın geçebilirdin dediler. Dil çıkartıp bla bla yaptılar.
Kısacası BSG dediler. Neyse…
Planlanan
uçuşum şu şekilde idi.
(IST – NCE) - (NCE – YUL)
- (YUL –
YHZ)
İstanbul-Nice(Fransa) - Nice-Montreal( Kanada) – Montreal – Halifax
Ben daha ilk adımda
patladım. Neyse 3000 TL ye aldığım biletle kalakaldım bir başıma.
Sonra aklıma bagajlar
geldi. Hah dedim benden önce Avrupa görecekler J
Sonra kayıp bagaj
kısmından alabileceğimi öğrendim. Evet Kayıp… Büyük bir zaman ve para kaybıydı
çünkü.
Neyse elimde kabin
bagajım ve sırtımda çantam ile lanet olası havalimanı içindeki koşturmacam
başladı. Sora sora en başta ülkeye tekrar giriş yapmam gerektiğini öğrendim.
Klasik Türk bürokrasisi ve memur zihniyeti burada da kendini gösterdi. O ona,
ondan ona derken kuçaktan kucağa oynadılar resmen benimle.
Sonunda ülkeme geri
girmenin vermiş olduğu haklı gurur ve sevinç ile koşarak kayıp bagaj kısmına
gittim. Saolsunlar ilgilendi arkadaşlar. Biraz bekledikten sonra 1 numaralı
bagajdan bavullarımı alabileceğimi söylediler. Gittim aldım. Aldımda abi nasıl
taşınır bunlar ? Yanımda TL namına bişey yok. 1 TL atıp taşımak için araba
alamıyorum o kadar yani.
Bavulları beklerken bir
yandan da bilet bakmaya başladım. Yaklaşık 2500 TL ye Roma aktarmalı bir bilet
buldum. Orada gözüme kestirdiğim Change ofisinde USD bozdurarak yanıma aldım.
Hesaba yatırıp eğer uygun olacaksa bileti hemen alma planı yapıyordum. Velhasıl
kelam bavulları aldım. Change yaparken 1 TL istedim ve arabaya bavullar
yükleyip tekrar DIŞ HATLAR’ın yolunu tuttum.
Biraz ara verelim
kafanız şişmesin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder