22 Eylül 2017 Cuma
THE END
Biz kürkçü dükkanına geri döndük. Farklı bir tecrübe oldu. Pahalı bir Kanada tatili yaptık deyip defteri kapattık. Yayında ve yapımda emeği geçen herkese teşekkür ediyor bir programın daha sonuna geliyoruz. The End...
15 Eylül 2017 Cuma
Düzende biziz, düzülende...
Türkiyedeki düzenimizi bozup ta çoook uzak memleketlerde yeniden düzen kurmak gerçekten büyük cesaret, sabır, emek ve maddi manevi kuvvetli olayı gerektiriyor. Biz kısa bir hazırlık sonrasında bu işlere giriştik. Millet 2 3 sene hem maddi hemde stratejik olarak hazırlanıyor. Sanki köyden kente göçer gibi ülke değiştiren nadir saykolardanız bundan artık eminim.
Gökçe ve Ada benden 2 hafta önce geldiler. Planımız evi tutup Adayı okula yazdırmaktı. Sistem şöyle. Ev bulup lease imzalıyorsun. Evi kiraladığını belirten imzalı bir sözleşme. Sonra çocuğun ve annenin izinlerini school board'a mail atıyorsun. Öğrencinin devlet okullarında ücretsiz okuma hakkı var. Bunun için aileden birisinin devlet okullarında okumak için study permitinin olması yeterli. Bu evrağı aldıktan sonra evinizin bağlı olduğu okula çocuğunuzu kayıt ettirebiliyorsunuz.
Fakat ev tutmak bizim oralardaki gibi kolay değilmiş. Tam 2 hafta boyunca ev aradılar. Bu arada Deniz'de konakladılar. Sonrasında AirBnb ile kiraladığımız bir eve geçtiler. Denizin hakkını ne yapsak ödeyemeyiz. Sonunda evi tuttular. Ben ülkeye indim. Bnb ile tuttuğumuz eve geçtik 3 gün için. Sonrasında Olcay'lar evlerini teslim aldı ve Eylül 22ye kadar orada kalacağız. Yani hala düzenimizi kuramadık. Ama Ada okuluna başladı. Gayet mutlu. Ben sabahları okula bırakıp aksamları alıyorum. Gökçe okulda. Bir yandan da çalışamaya başladı. Artık düzeni kurana kadar bir şekilde idare edeceğiz.
Gökçe ve Ada benden 2 hafta önce geldiler. Planımız evi tutup Adayı okula yazdırmaktı. Sistem şöyle. Ev bulup lease imzalıyorsun. Evi kiraladığını belirten imzalı bir sözleşme. Sonra çocuğun ve annenin izinlerini school board'a mail atıyorsun. Öğrencinin devlet okullarında ücretsiz okuma hakkı var. Bunun için aileden birisinin devlet okullarında okumak için study permitinin olması yeterli. Bu evrağı aldıktan sonra evinizin bağlı olduğu okula çocuğunuzu kayıt ettirebiliyorsunuz.
Fakat ev tutmak bizim oralardaki gibi kolay değilmiş. Tam 2 hafta boyunca ev aradılar. Bu arada Deniz'de konakladılar. Sonrasında AirBnb ile kiraladığımız bir eve geçtiler. Denizin hakkını ne yapsak ödeyemeyiz. Sonunda evi tuttular. Ben ülkeye indim. Bnb ile tuttuğumuz eve geçtik 3 gün için. Sonrasında Olcay'lar evlerini teslim aldı ve Eylül 22ye kadar orada kalacağız. Yani hala düzenimizi kuramadık. Ama Ada okuluna başladı. Gayet mutlu. Ben sabahları okula bırakıp aksamları alıyorum. Gökçe okulda. Bir yandan da çalışamaya başladı. Artık düzeni kurana kadar bir şekilde idare edeceğiz.
14 Eylül 2017 Perşembe
Sonunda memleketteyim...
Montreal'e indikten sonra pasaport kontrole geldi sıra. Pasaportu ve uçakta verilen declaration form'u pasaport görevlisine veriyorsun. Declaration form hakkında bilgiyi BURADAN alabilirsinz.
Sonra sorular başladı. Neden geldiniz. Ne kadar süre ile kalacaksınız. Dönüş planınız nedir? Dönüş biletim olmadığı için ülkeye geri döneceğime inandırmak baya zamanımı aldı. Çünkü visitor visa ile geldiğim için benim ülkeden ayrılacağıma ikna olmaları gerekiyor. Bunuda açıkça belirtti zaten görevli. Ilk kontrolü geçtikten sonra İmmigration office'e gitmem gerektiğini söyledi.
Burada daha sıkı bir kontrolden geçiyorsunuz. Dosyamda her konuda belgem mevcut olduğu için pek zorlanmadım açıkçası. Eşimin ve kızımın permitlerini gösterdim. Banka hesapları vs. sonunda ülkeden ayrılacağıma ikna oldu memur. Bu kısım kişiden kişiye değişebilir. ilk kontrolde bile ülkenize geriye gönderilebilirsiniz.
Kontrollerden sonra uçaktan çıkan bavulları alıp iç hatlar kısmına kendinizin götürmesi gerekiyor. Gökçeler geldiğinde İstanbuldan verdikleri bavulları Halifax'a kadar ellememişlerdi. Uçuştan uçuşa fark ediyor politikalar.
Halifax uçağına bindikten sonra gece 23:40 sularıda Halifax'a indim. Deniz ve çekirdek ailem beni bekliyordu. Saolsun Deniz çok kahrımızı çekti. Buradan ona çok selam söylüyorum.
Selam Deniz. Kar varmı ? :p :)
Bugün 4. günüm. Ada ve Gökçe okula başladı. Artık yarın buradaki günlerim hakkında ufak ufak yazmaya başlarım.
See you later...
Sonra sorular başladı. Neden geldiniz. Ne kadar süre ile kalacaksınız. Dönüş planınız nedir? Dönüş biletim olmadığı için ülkeye geri döneceğime inandırmak baya zamanımı aldı. Çünkü visitor visa ile geldiğim için benim ülkeden ayrılacağıma ikna olmaları gerekiyor. Bunuda açıkça belirtti zaten görevli. Ilk kontrolü geçtikten sonra İmmigration office'e gitmem gerektiğini söyledi.
Burada daha sıkı bir kontrolden geçiyorsunuz. Dosyamda her konuda belgem mevcut olduğu için pek zorlanmadım açıkçası. Eşimin ve kızımın permitlerini gösterdim. Banka hesapları vs. sonunda ülkeden ayrılacağıma ikna oldu memur. Bu kısım kişiden kişiye değişebilir. ilk kontrolde bile ülkenize geriye gönderilebilirsiniz.
Kontrollerden sonra uçaktan çıkan bavulları alıp iç hatlar kısmına kendinizin götürmesi gerekiyor. Gökçeler geldiğinde İstanbuldan verdikleri bavulları Halifax'a kadar ellememişlerdi. Uçuştan uçuşa fark ediyor politikalar.
Halifax uçağına bindikten sonra gece 23:40 sularıda Halifax'a indim. Deniz ve çekirdek ailem beni bekliyordu. Saolsun Deniz çok kahrımızı çekti. Buradan ona çok selam söylüyorum.
Selam Deniz. Kar varmı ? :p :)
Bugün 4. günüm. Ada ve Gökçe okula başladı. Artık yarın buradaki günlerim hakkında ufak ufak yazmaya başlarım.
See you later...
IST - YUL ( ISTANBUL - MONTREAL )
Evet yine elimde bavullarım dış hatların kapısındayım :) Sanırım sabah sularında yine buradaydım. O zaman cebimde umutlarım ve Kanadaya gidiş biletim vardı. Şimdi ne umudum kaldı nede biletim. Bari gidip şu fazla bagaj paramı isteyeyim dedim. Belki acırlarda geri verirler. Yine oradan oraya savrulduktan sonra paramı alabileceğimi söylediler. Bagaj ödeme fişlerini üzerine supervisor'un sicil isim ve imzasını attırdıktan sonra ödememi geri aldım. Bu arada yeni bilet içinde yaldır yaldır internette aranıyordum. Gözüme THY'nin Montreal uçuşu çarptı. O anda zaten THY'nin bilet satış ofisi ile işlem yaptığımdan sorma gereği hissettim.
Abi Kanadaya gidermi ? :) Bin evladım dedi yolda atarız dedi....
Saat 10:20 a.m civarı ile TR Saati ile. Uçuş 14:20... Bana gayet mantıklı geldi. Montreal oradan 3 saatlik bekleme ile Halifax. E zaten bavuldu pasaporttu immigrationdu derken o 3 saat anca geçecekti. Bilet fiyatını sorduğumda 4052 TL olduğunu söyledi. O söyledi ben dinledim. Masal gibi gelmişti. Change yaptığım 2500 TL hesaptaydı. Kart ile çektirip kalan meblayıda USD olarak ödedikten sonra koşa koşa kontuara gittim. Biletimi bastırdım. Bavullarımı verdim. Fazla bavulumu tekrar aynı bilet satışa ödedim vs vs... Artık elmde 4 saat sonrası için KANADA biletim vardı.
Dejavu. Sabah yaşadıklarımı aynen gün içinde tekrar yaşayıp kendimi binişin yapılacağı kapıya attım.
Bu arada şunlara özellikle dikkat edin.
THY ile direk Kanada topraklarına uçacaksanız. Özel bir şirket daha kontuara girmenize izin vermeden pasaportunuzun ve vizenizin ön kontrolünü yapıyor. Pasaportunuza ufak bir kontrol etiketi yapıştırıyor.
Sonra kapıya gittiğinizde yine aynı şirket biletinizi ve pasaportunuzu tekrar kontrol ediyor.
Sonrasında sizi ve kabin çantanızı özel bir solisyon ile örnekler alarak inceliyor. Şarbon yada benzeri mikropları araştırdıklarını tahmin ediyorum. Avuç içlerinizeden, ayakkabılarınızın içinden, kıyafetlerinizden, bavullarınızı açtırıp kontrol ediyorlar. Varsa laptop ve tabletlerini açmanızı istiyorlar. Bu işlemlerden geçtikten sonra biniş kapısına girmenize izin veriliyor.
Bu kontrolleride geçtikten sonra artık gönül rahatlığı ile uçağa geçebilirsiniz. Bileti cam kenarından vermişler saolsunlar. Uzun bir uçuştan sonra (11 saat kadar) Montreal'e indim.
Ufak bir ara... Daha bitmedi.
Abi Kanadaya gidermi ? :) Bin evladım dedi yolda atarız dedi....
Saat 10:20 a.m civarı ile TR Saati ile. Uçuş 14:20... Bana gayet mantıklı geldi. Montreal oradan 3 saatlik bekleme ile Halifax. E zaten bavuldu pasaporttu immigrationdu derken o 3 saat anca geçecekti. Bilet fiyatını sorduğumda 4052 TL olduğunu söyledi. O söyledi ben dinledim. Masal gibi gelmişti. Change yaptığım 2500 TL hesaptaydı. Kart ile çektirip kalan meblayıda USD olarak ödedikten sonra koşa koşa kontuara gittim. Biletimi bastırdım. Bavullarımı verdim. Fazla bavulumu tekrar aynı bilet satışa ödedim vs vs... Artık elmde 4 saat sonrası için KANADA biletim vardı.
Dejavu. Sabah yaşadıklarımı aynen gün içinde tekrar yaşayıp kendimi binişin yapılacağı kapıya attım.
Bu arada şunlara özellikle dikkat edin.
THY ile direk Kanada topraklarına uçacaksanız. Özel bir şirket daha kontuara girmenize izin vermeden pasaportunuzun ve vizenizin ön kontrolünü yapıyor. Pasaportunuza ufak bir kontrol etiketi yapıştırıyor.
Sonra kapıya gittiğinizde yine aynı şirket biletinizi ve pasaportunuzu tekrar kontrol ediyor.
Sonrasında sizi ve kabin çantanızı özel bir solisyon ile örnekler alarak inceliyor. Şarbon yada benzeri mikropları araştırdıklarını tahmin ediyorum. Avuç içlerinizeden, ayakkabılarınızın içinden, kıyafetlerinizden, bavullarınızı açtırıp kontrol ediyorlar. Varsa laptop ve tabletlerini açmanızı istiyorlar. Bu işlemlerden geçtikten sonra biniş kapısına girmenize izin veriliyor.
Bu kontrolleride geçtikten sonra artık gönül rahatlığı ile uçağa geçebilirsiniz. Bileti cam kenarından vermişler saolsunlar. Uzun bir uçuştan sonra (11 saat kadar) Montreal'e indim.
Ufak bir ara... Daha bitmedi.
God Bless Canada
Evet, sonunda kutsal
topraklara ayak bastım.
Bastım ama basana
kadarda basılmadık yerim kalmadı, tabiri caiz ise ...
Nereden başlayalım.
Pamukkale ile Esenler otogara indik. Buradan Atatürk Havalimanına geçtik.
Buraya kadar her şey yolunda. Zamanlama sorunu yok. Neyse check-in yapmak için
kontuara geçtim. Pasaportu uzattım ve bagajları teslim ettim. 1 adet fazla
bagajım vardı. Onun ödemesi için bilet satışa gittiğimde bütün lanet
başlamıştı. Aslında bileti aldığımda başlamıştı ama kendini burada gösterdi :)
Neyse yaklaşık 200$
fazla bagaj paramı ödedim. Öderken acemi bir memura denk geldim. Baya tırmaladı
ama sonunda halletti. Kontuara geldim fişimi verdim. Bagajımıda gönderdikten
sonra pasaport kontrole geldi sıra.
Sıraya girip uzun
kuyruğu takip ettikten sonra kontrollerden sorunsuz geçtim. Adli ve üzerimdeki
eşyaların hiç bir sorun yaratmaması sebebi ile bu tür kontrollerde gayet
rahatım. Neyse zaten daha büyük sürprizin patlamasına var.
Kapıydı kontroldü derken
uçuş için çıkış yapılacak kapıyı buldum. Tabi bu arada artık ülke sınırlarından
dışarı çıkmıştım. Pasaportuma ÇIKIŞ damgası basılmıştı.
Kapılar açıldı...
Sıraya girip uçağa biniş
için son kontrolleri beklerken, ön kontrolde transit vizem olup olmadığı
soruldu. Olmadığını belirttim. O anda bir terleme geldi. Ilık ılık sırtımdan
mabadıma doğru indiğini hissettim. Schengen ? No I Don’t have it. Hatta Fuck it !
Beklememi söylediler. Bana sen eziksin dediler. Öl dediler. Eğer Avrupa
vatandaşı olsaydın geçebilirdin dediler. Dil çıkartıp bla bla yaptılar.
Kısacası BSG dediler. Neyse…
Planlanan
uçuşum şu şekilde idi.
(IST – NCE) - (NCE – YUL)
- (YUL –
YHZ)
İstanbul-Nice(Fransa) - Nice-Montreal( Kanada) – Montreal – Halifax
Ben daha ilk adımda
patladım. Neyse 3000 TL ye aldığım biletle kalakaldım bir başıma.
Sonra aklıma bagajlar
geldi. Hah dedim benden önce Avrupa görecekler J
Sonra kayıp bagaj
kısmından alabileceğimi öğrendim. Evet Kayıp… Büyük bir zaman ve para kaybıydı
çünkü.
Neyse elimde kabin
bagajım ve sırtımda çantam ile lanet olası havalimanı içindeki koşturmacam
başladı. Sora sora en başta ülkeye tekrar giriş yapmam gerektiğini öğrendim.
Klasik Türk bürokrasisi ve memur zihniyeti burada da kendini gösterdi. O ona,
ondan ona derken kuçaktan kucağa oynadılar resmen benimle.
Sonunda ülkeme geri
girmenin vermiş olduğu haklı gurur ve sevinç ile koşarak kayıp bagaj kısmına
gittim. Saolsunlar ilgilendi arkadaşlar. Biraz bekledikten sonra 1 numaralı
bagajdan bavullarımı alabileceğimi söylediler. Gittim aldım. Aldımda abi nasıl
taşınır bunlar ? Yanımda TL namına bişey yok. 1 TL atıp taşımak için araba
alamıyorum o kadar yani.
Bavulları beklerken bir
yandan da bilet bakmaya başladım. Yaklaşık 2500 TL ye Roma aktarmalı bir bilet
buldum. Orada gözüme kestirdiğim Change ofisinde USD bozdurarak yanıma aldım.
Hesaba yatırıp eğer uygun olacaksa bileti hemen alma planı yapıyordum. Velhasıl
kelam bavulları aldım. Change yaparken 1 TL istedim ve arabaya bavullar
yükleyip tekrar DIŞ HATLAR’ın yolunu tuttum.
Biraz ara verelim
kafanız şişmesin…
1 Eylül 2017 Cuma
Kurban Bayramı
01.09.2017 Bugün günlerden Cuma. Kurban bayramının ilk günü. Bundan 10 yıl önce herkes buradaydı. Babam ve dedem hayattaydı. Hep birlikte bir aile gibi bayramları kutlardık. Bayram namazına hep beraber gider. Namazdan sonra hemen eve gelip bayramlaşırdık. Sonrasında herkes eskilerini giyip kurban kesimine girişirdi.
Şimdi Babam ve Dedem ebedi istirahatte. Benim çekirdek ailem Kanadadalar. Bu sabah dağınık odamdan kalkıp namaza gittim. Sallana sallana yürüdüm. Namazdan sonra cami çıkışında bir kaç eş dost ile bayramlaşıp eve geldim. Annemle beraber belediyenin kurban kesim yerine gidip kurbanımızı kestirdik. Eve geldik payları ayırıp dağıttık. Bayram klasiği olan ciğer kavurmayı hazırlayıp babaannem annem ve ben derin bir hüzün içinde bayramlaştık. Herkesin bir yanı eksikti...
Benim maceram daha başlamadı. Gökçe hala evi ayarlayamadı. Ada ile beraber Denizde kalıyorlar. Saolsun bizim için elinden geleni yapıyor. Bir tane o. Melek melek :) Fakat ay sonu evi taşıması gerekli ve bu sebeple hazırlanmaya başlayacak. Bizimkilerin bir an önce bir ev bulup oraya geçmeleri gerekli. 30 Ağustos ve Kurban bayramı tatilleri benim hesapları alt üst etti. Pasaport hala VFS'de ve bana vizenin gelmesi 1 haftayı bulacak. Bir an önce yanlarına gitmem gerek.
NSCC çok güzel bir okulmuş. Halifax'ı da çok beğenmişler. Umarım evi ve çarkımızı çevirebilecek kadar para kazanacak işlerimizi ayarlayabilir ve yeni hayatımıza en kısa zamanda başlarız.
Şimdi Babam ve Dedem ebedi istirahatte. Benim çekirdek ailem Kanadadalar. Bu sabah dağınık odamdan kalkıp namaza gittim. Sallana sallana yürüdüm. Namazdan sonra cami çıkışında bir kaç eş dost ile bayramlaşıp eve geldim. Annemle beraber belediyenin kurban kesim yerine gidip kurbanımızı kestirdik. Eve geldik payları ayırıp dağıttık. Bayram klasiği olan ciğer kavurmayı hazırlayıp babaannem annem ve ben derin bir hüzün içinde bayramlaştık. Herkesin bir yanı eksikti...
Benim maceram daha başlamadı. Gökçe hala evi ayarlayamadı. Ada ile beraber Denizde kalıyorlar. Saolsun bizim için elinden geleni yapıyor. Bir tane o. Melek melek :) Fakat ay sonu evi taşıması gerekli ve bu sebeple hazırlanmaya başlayacak. Bizimkilerin bir an önce bir ev bulup oraya geçmeleri gerekli. 30 Ağustos ve Kurban bayramı tatilleri benim hesapları alt üst etti. Pasaport hala VFS'de ve bana vizenin gelmesi 1 haftayı bulacak. Bir an önce yanlarına gitmem gerek.
NSCC çok güzel bir okulmuş. Halifax'ı da çok beğenmişler. Umarım evi ve çarkımızı çevirebilecek kadar para kazanacak işlerimizi ayarlayabilir ve yeni hayatımıza en kısa zamanda başlarız.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Sonunda PR kartlarımız geldi...
Uzun, maddi ve manevi yorucu bir süreç geride kaldı. Sonunda kartlarımız bugün 18.01.2022 elimize ulaştı. Kanada'ya 2. iniş tarihimiz: ...
-
Uzun, maddi ve manevi yorucu bir süreç geride kaldı. Sonunda kartlarımız bugün 18.01.2022 elimize ulaştı. Kanada'ya 2. iniş tarihimiz: ...
-
Evet tüm visalarınız elinizde ve uçak biletlerinize aldıysanız artık bu başlıkları inceleyebilirsiniz demektir :) Eski yazılara ulaşabilmen...
-
Uzun zamandır mide ağrıları çekmekteydim. Buraya gelmeden önce detaylı bir check-up kontrolünden geçtim ve herhangi bir bulguya rastlanmad...